Şehit Ali Paşa Talimatnamesi

Sultan Üçüncü Ahmed Han zamanında dört sene kadar sadrazamlık yapmış olan Şehit Ali Paşa’nın Tâlimâtnâmesi’nin bazı kısımları derlenerek paylaşılmıştır.

Meşhur Tâlimâtnâme'nin bazı kısımları şöyledir:

Halkın hizmetinde bulunan kimseler dâima Allâhü Teâlâ’dan korkmalıdır. Doğru yoldan ayrılmayarak dinimizin hükümlerini yerine getirmeye ve adâletle hareket etmeye gayret göstermelidir.

Rabbimizin nihâyetsiz nimetlerine karşı dâima şükretmeli, musîbetlere sabır göstererek Allâhü Teâlâ’nın takdîrine razı olmalı ve tevekkülden yüz çevirmemelidir. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) ile tevessül ederek bütün işlerini Allâhü Teâlâ’ya havale etmeli, devamlı tevbe ve istiğfârda bulunmalıdır.

Kişi, şu üç şey ile kendini hesaba çekmelidir:

Birincisi; Bugün kendisinden ne gibi bir hata sâdır oldu. İkincisi; Hayır olarak ne işledi. Üçüncüsü; Hayır işlemek imkânı varken hiç işleyemediği oldu mu?

Dâima Cenâb-ı Hakk’ın rızasını gözetmelidir.

Âhireti düşünmekten aslâ gafil olmamalıdır.

Dinimizin hükümlerini yerine getirme husûsunda zengin ile fakire, âlim ile cahile, uzak ile yakına, müsafir ile yerli halka; tamamına aynı gözle bakıp işlerini güzelce halletmelidir.

Kin ile kâr elde etmeyi düşünmemeli, küçük, zayıf bir karıncaya dahi kötü bir niyet ve düşünceyle muâmele etmemelidir.

Fakir ve miskinleri unutmayıp hâllerini araştırmayı üzerlerine vazife bilmeli, düşmanı bile olsa uğradığı musîbete sevinip de kimseyi kırmamalıdır.

Cimri olmayıp, cömert olmalı; öfkeli ve hiddetli olmayıp ölçülü ve hayırsever olmalıdır. Kimseye hased etmemeli, riyâdan kaçınmalı, kibir ve gururdan son derece uzak durmalı ve tevâzu sahibi olmaya gayret etmelidir. Muhtaçların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıp kimsenin malına göz dikmemelidir.

Halkın hizmetinde bulunan kimseler, uyku ve rahata düşkün olmamalıdır. İhtiyaç sahiplerinin işlerini tehir etmeyip bir an evvel yapmaya gayret göstermeli ve ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmakta büyük sevap olduğunu unutmamalıdır. Ve bilinmelidir ki her kim, Müslümanlardan birinin bir işi kendisine havâle olunur da o ise kapısını kapatıp mazlum ve muhtaçların kendisine ulaşmasına mâni olursa, çok muhtaç olduğu bir zaman, rahmet kapısı da kendisine kapatılır.

Cenâb-ı Hakk’ın her yerde hâzır ve bütün hâlleri bilip  gördüğünü düşünmeli, her hayrı, Hazret-i Allah’tan bilip her şeyde gizli bir hikmet olduğunu unutmamalıdır. Halîm ve selîm kalpli olup nefsine ve aklına mağrur olmamalıdır.

Mazluma yardımcı olup zâlime hor gözle bakmalı, kendi menfaatleri için başkasına zarar vermemelidir. Dostlarını çoğaltmaya ve düşmanlarını ıslâha gayret etmeli, altından kalkamayacağı işleri yapmaya söz vermemelidir.

İki hasmın sözlerini, gereği gibi anlamadıkça aralarında hüküm vermemelidir. Kendilerine sunulan arzuhâlleri güzelce gözden geçirmelidir. Halk, işlerini görmek ve hasmından intikam almak için arzuhâllerinde öfkeye sevk edecek nice şeyler yazarlar; sırf söze itibar etmeyip araştırarak ahvâle vâkıf olmaya gayret göstermelidir. İftira atmayı âdet edinenlerin verdikleri asılsız haberler ile kimseye suç isnat etmemelidir.

Halkın gizli hatalarını teftiş etmemeli, zulüm ve hakarete izin vermemelidir. Nefs-i emmârenin sıfatı olan hırs ve tamahtan son derece kaçınmalıdır. Sadaka vermeyi ihmâl etmemelidir. Verdiği sözlere sadık olup yalandan gâyet nefret etmelidir. Kendi nefsine ne kadar kıymet verir ise mümin kardeşlerine de o kadar kıymet vermelidir. Lisanı doğruluk üzere olup, sözleri, kibirden uzak ve merhameti galip olmalıdır.

Kaynak: Fazilet Takvim